162554_15249

 

EMEP Gençlik Kolları'ndan MYK üyesi Bilgesi Kiper yapılan basın açıklamasında şunları kaydetti:

 

"Erdal Eren, 43 yıl önce sermaye darbesi tarafından katledildi. Gençliğin, emekçilerinin sesinin dört bir yandan meydanlara ulaşmasının karşısına asker postalları dikilmişti. Gençliğin kendi değişitirici gücünü fark etmesinin, iradesini emekçi sınıfın mücadelesiyle birleştirip bilimsel sosyalizm saflarında birleşmesinin sembollerinden birisi Erdal Eren’di. Erdal’ın idamı ile cezalandırılmak istenen Türkiye gençliğinin örgütlü gücü, talepleri, geleceğine sahip çıkma iddiasıydı. Erdallar, içerisinde yaşadıkları haksız, hukuksuz sistemi değiştirmeye cüret ederek yola çıkmış, bağımsızlık, demokrasi, sosyalizm mücadelesinde buluşmuştu. 

Tek adam yönetimi, bütün ekonomi plan ve programlarında emekçilerin cebinden aldıklarını vergi aflarıyla, teşviklerle sermayedarlara veriyor. Bütçe planlarında Türkiye gençliğinin uğruna sokaklara döküldüğü barınma, beslenme gibi temel ihtiyaçların karşılanmasına dair tek bir kalem bulunmazken, sermayenin ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik onlarca plan yapılıyor. Bugün üniversite gençliği, barınamıyor, beslenemiyor, nitelikli eğitim alamıyor. Binlerce genç geçimini sağlayabilmek için okurken çalışmak zorunda. Lise gençliği geleceğini göremez halde. Meslek liseli gençler ucuz iş gücü cenneti olarak değerlendiriliyor. Atölyelerden, üniversite sıralarına gençliğin tüm ihtiyaçları ve talepleri görmezden gelinirken sermayedarlar ihya ediliyor.

 

Bir taraftan Filistinliler için gözyaşı döküp mitingler düzenlerken, bir taraftan da Gazze’nin başına düşen mermiler için gerekli çelik üretimini Türkiye’de yapıyor. İsrail’e de bu çeliği gönderiyor. Ticaret anlaşmalarını devam ettiriyor. Sevkiyatlar devam ediyor. Ticaret hacmi büyüyor. Yüzde yüze varan vergi indirimi ve milyonlarca liralık teşvikle silah şirketleri büyütülüyor. Türkiye gençliği işte böyle bir ikiyüzlülüğün, böyle bir savaş cenderesinin içerisinde. Emekçilerin ürettiklerinden sermayedarların cebine devlet teşvikleriyle aktarılanlar, yanıbaşımızdaki halkların başlarına silah olarak yağıyor. 

 

Mücadeleyi emekçi sınıfın mücadelesiyle birleştirmek, bilimsel sosyalizmin saflarında örgütlenmek, komünist gençler olarak mücadelenin önderliğine soyunmak, koşullar ne olursa olsun geleceğe nasıl bir mesaj bırakacağını düşünerek yaşamak Erdal Eren’in, Sinan Suner’in, Ercan Koca’nın bıraktığı mirastır."

 

 

 

 

anka